Pozitif Yaşam Derneği » Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep AKDAĞ’dan 1 Aralık Dünya AIDS Günü Açıklaması

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep AKDAĞ’dan 1 Aralık Dünya AIDS Günü Açıklaması

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep AKDAĞ 1 Aralık Dünya AIDS Günü nedeniyle yaptığı açıklamasında; “ilk olarak Ankara, İstanbul, İzmir ve Trabzon illerinde 11 yerde Gönüllü Danışmanlık ve Test (GDT) Merkezi kurulmuştur. Türkiye geneline yaygınlaştırılması planlanan merkezler, HIV/AIDS şüphesi taşıyan herkes için önemli bir başvuru noktası olma özelliği taşımaktadır. Bu merkezlerin halkımız tarafından yeterince bilinmesi ve hastalık şüphesi olan insanlarımızın ya da sadece bilgi almak isteyen kişilerin bu merkezlere müracaat etmeleri, vakaların henüz HIV(+) iken tespit edilmeleri, bu kişilere verilen danışmanlık hizmetleri yanı sıra gerekli tedavi ve bakım hizmetlerine alınarak daha uzun kaliteli yaşam süresine kavuşturulmaları açısından büyük önem taşımaktadır. Bu merkezlerin varlığı ve artan test yaptırma oranları sonucunda yeni HIV enfeksiyonu tespitlerinde göreceli bir artış söz konusudur” dedi.

Basına düşen görevlere dikkat çeken AKDAĞ Konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Sağlıklı bir Türkiye için 1 Aralık Dünya AIDS Günü’nün en etkili şekilde değerlendirilerek toplumsal duyarlılığın artırılması, halkımızın HIV/AIDS’in bulaşma yolları hakkında bilgilendirilmesi, güvenli ve sağlıklı cinsel hayat konusunda bilinçlendirilmesi, kondom (prezervatif) kullanımının yaygınlaştırılması, HIV ile enfekte olmuş kişilere ayrımcılık yapılmaması, bu kişilerin hastalıklarından dolayı hiçbir şekilde suçlanmaması, yargılanmaması ve toplumdan dışlanmaması için basınımıza da büyük görevler düşmektedir.

 

1 ARALIK 2009 DÜNYA HIV/AIDS GÜNÜ

  Kazanılmış Bağışıklık Yetmezliği Sendromu (AIDS), insan immun yetmezlik virüsü (HIV) nedeni ile oluşan, gerekli önlemler alınmadığı takdirde hızla yayılan bir hastalıktır.

HIV-AIDS önemli bir küresel halk sağlığı önceliğidir. Dünyada HIV ile yaşayan sayısı artmaya devam etmektedir. Her yıl yaklaşık 2.7 milyon kişi HIV enfeksiyonunu aldığı ve yaklaşık 33.4 milyon kişinin HIV ile enfekte olduğu tahmin edilmektedir.

Türkiye’de bu virüsün yayılımı ve görülme sıklığı Sağlık Bakanlığının önderliğinde ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla beraber ulusal düzeyde yaptığı başarılı koruma programları ile daha düşük düzeylerde kalmakla birlikte; 1985 yılından başlayarak 30 Haziran 2009 tarihine kadar bildirimi yapılan enfekte kişilerin toplam sayısı 3.671’dir. İstatistiklere göre, enfekte olanların yarısından çoğu hastalığı korunmasız cinsel ilişki yoluyla, başlıca heteroseksüel ilişkiden almıştır. Bu yolla eşlerinden HIV enfeksiyonunu kapan kadın sayısı artmaktadır. Homo/Biseksüel Cinsel İlişki yolu ile enfeksiyon geçişi toplam sayının %8’ni ve damar içi ilâç bağımlıları da toplam sayının %4’ünü oluştururken, kan naklinden ortaya çıkan vakalar %2’de kalmaktadır.

İlk vakanın rapor edildiği süreden bu yana Bakanlığımız toplum sağlığı açısından büyük önemi olan HIV/AIDS’le ilgili;

§   Kan nakilleri ve cerrahi girişimler öncesi HIV taramalarının yapılması,

§   HIV/AIDS vakalarının bildirimlerinin zorunlu olmakla birlikte hasta kişilerin damgalanmalarını engellemek amacıyla isim belirtmeden kodlu halde bildirim yapılması,

§   Tanı ve tedavi giderlerinin devletçe karşılanması ve

§  Çeşitli gruplarda hastalığın durumu ve seyri ile ilgili serolojik ve davranış sürveyansı çalışmaları gibi temel faaliyetleri gerçekleştirmiştir.

Tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de HIV/AIDS hakkındaki farkındalığı artırmak, vatandaşlarımızın kimliklerini deşifre etmeden konu hakkındaki bilgiye ve tarama testlerine kolayca ulaşımını sağlamak için gereken organizasyonu kurmuş bulunuyoruz.

Bu gerçekler doğrultusunda, ilk olarak Ankara, İstanbul, İzmir ve Trabzon illerinde 11 yerde Gönüllü Danışmanlık ve Test (GDT) Merkezi kurulmuştur. Türkiye geneline yaygınlaştırılması planlanan merkezler, HIV/AIDS şüphesi taşıyan herkes için önemli bir başvuru noktası olma özelliği taşımaktadır. Bu merkezlerin halkımız tarafından yeterince bilinmesi ve hastalık şüphesi olan insanlarımızın ya da sadece bilgi almak isteyen kişilerin bu merkezlere müracaat etmeleri, vakaların henüz HIV(+) iken tespit edilmeleri, bu kişilere verilen danışmanlık hizmetleri yanı sıra gerekli tedavi ve bakım hizmetlerine alınarak daha uzun kaliteli yaşam süresine kavuşturulmaları açısından büyük önem taşımaktadır. Bu merkezlerin varlığı ve artan test yaptırma oranları sonucunda yeni HIV enfeksiyonu tespitlerinde göreceli bir artış söz konusudur.

HIV/AIDS ile mücadelede henüz %100 etkili bir tedavi yöntemi yoktur. Halen kullanılmakta olan ilaçların maliyeti de kişi başına yıllık 10.000-15.000 Amerika Birleşik Devletleri Doları’na ulaşmaktadır. Buna test maliyetlerini de eklediğimizde rakam oldukça artmaktadır. Bu yüksek maliyetlere rağmen tanı ve tedavi giderleri devletimizce karşılanmaktadır. Ayrıca mevcut ilaçların düzenli kullanılmaması neticesinde gelişebilecek ilaç dirençleri dikkate alınarak birçok dünya ülkesine göre yeni HIV ilaçlarının ülkemize giriş süresinin daha kısa olması hususunda Bakanlığımız her türlü desteği vermektedir. Uluslararası birçok kuruluşun yer aldığı HIV-AIDS Birleşmiş Milletler Ortak Programı (Joint United Nations Programme on HIV-AIDS – UNAIDS) tarafından bu yıl 1 Aralık Dünya AIDS gününün ana teması; insan haklarının korunması ihtiyacının ve HIV’den korunma, tedavi, bakım ve desteğe evrensel erişimin sağlanmasının vurgulanması açısından “İnsan Hakları ve Evrensel Erişim” olarak seçilmiştir.

HIV-AIDS ile ilgili yukarıda ele alınan konuların medyada yer almasının HIV/AIDS’le ilgili ulusal mücadelemizde ve halkımızın bu konudaki farkındalığının artmasında önemli bir yeri olduğu kesindir. Sağlıklı bir Türkiye için 1 Aralık Dünya AIDS Günü’nün en etkili şekilde değerlendirilerek toplumsal duyarlılığın artırılması, halkımızın HIV/AIDS’in bulaşma yolları hakkında bilgilendirilmesi, güvenli ve sağlıklı cinsel hayat konusunda bilinçlendirilmesi, kondom (prezervatif) kullanımının yaygınlaştırılması, HIV ile enfekte olmuş kişilere ayrımcılık yapılmaması, bu kişilerin hastalıklarından dolayı hiçbir şekilde suçlanmaması, yargılanmaması ve toplumdan dışlanmaması için basınımıza da büyük görevler düşmektedir. Halk eğitiminde en güçlü ortağımız olan basın kuruluşlarımıza bu konuda yapacağı doğru bilgilendirme çalışmaları ve bunun sürekliliğinin sağlanması HIV-AIDS enfeksiyonu ile ilgili mücadelede çok önemlidir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

Geri Dön