15 Ocak 2010 tarihi itibariyle Devlet memurlarının tedavilerinde, ödeme belgeleri çalıştığı kurum yerine, SGK merkezine gönderilmeye başlandı. Böylelikle artık tetkik/tedavi ve ilac faturaları tek bir merkezde toplanmaya başlandı. Bu uygulamayla birlikte devlet memurlarının tedaviye erişimlerinin önündeki mahremiyetin ihlali ortadan kalkmış oldu. Pozitif Yaşam Derneği olarak HIV/AIDS ile yaşayan devlet memuru arkadaşlarımızın sorunu karsısında endişe duyuyor, her türlü fırsatta sorunu ulusal ve uluslararası yetkililere ve karar vericilere dile getiriyor, raporluyor ve HIV/AIDS ile yaşayan devlet memurlarının mahremiyet ihlaline uğramadan tedaviye erişmesine çözüm getirmeye çalışıyorduk.
Bugün bu sorunun ortadan kalkmasından dolayı büyük mutluluk duyuyoruz. Umuyoruz ve diliyoruz ki Türkiye’de ve Dünyada tedaviye erişemeyen hiç bir HIV Pozitif kalmaz. Konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı Ted. Hizm. Gen .Müd. Hasta Hakları Şube Müdürü Mehmet Kaymakçı’dan rica ettiğimiz yazısını aşağıda sizlerle paylaşıyoruz.
Enis Bey hatırı sayılır bir firmanın üst düzey yöneticisi… İyi okullarda okudu, iyi bir evlilik yaptı, iki çocuğunu sahip olunabilecek en iyi şartlarda yetiştirdi… Uzun lafın kısası hayatında istediği tüm etiketleri kazandı… Enis Bey için etiketler çok önemli… Onun için sıradan bir gündü. Önündeki işten çıkarma evraklarını düşünmeden imzaladı. O sırada kapı aralandı, tedirgin adımlarla içeri giren Hakan Beye açıklama yapma zamanı geldi.
Enis Beyin ağzından kelimeler düşünmeden çıkıverdi… AIDS olmuşsunuz, Bu ahlaksızlıktır! sizin bu kurumda çalışmanıza izin veremem. Buyurun, çıkışınız…
Hakan Beyin boğazında takılı kalan cümleler çıkmaya çalışıyor, onun aslında AIDS olmadığını, HIV Pozitif olduğunu; ikisinin farklı şeyler olduğunu; HIV Pozitif hastalarının şeker hastalarından farkı olmadığını, yeni tedavi yöntemleri sayesinde hayatlarına sağlıklı bir şekilde devam edebileceğini, kimse için hiçbir risk taşımadığını anlatmak istiyordu… Ama Enis Bey bu cümlelere kulaklarını çoktan tıkamıştı. Onun çok işi vardı. Bu tür kötü etiketli insanlara ayıracak zamanı yoktu. Hakan sessizce çıkış kağıtlarını aldı… Odadan çıktı… Tedavisi için gerekli ilaçlar onun için hayati önem taşıyordu. Sigorta güvencesi olmadan da bu ilaçları almak zordu. Elbet bir çıkış yolu bulunurdu ama nasıl???? –
Yukarda bir kısmını vermiş olduğum hikaye gerçekten bulaşıcı hastalıklarla ilgili cehaletimizi göstermesi bakımından çok manidar.
Tabi ki bu bilgisizliğin giderilmesi konusunda toplum olarak hepimize büyük görevler düşmekte.
Ben konunun bir başka yönünü de gündeme getirmek isterim.
Malumunuz Sosyal Güvenlik Reformu neticesinde bütün çalışanlar ve vatandaşlarımız Sosyal Güvenlik Kurumuna tabi oldu.
Özellikle bir devlet memuru HIV Pozitif olduğunda veya Hepatit olduğunda sağlık kuruluşuna başvurmaktan çekiniyordu. Çünkü sağlık kurumu, kişiyle ilgili raporları çalıştığı kuruma göndermekteydi. Bu da kişilerin sağlık kayıtlarının kurumdaki herkes tarafından bilinmesine neden oluyordu.
En son yapılan Sosyal Güvenlik Reformuyla 15 Ocaktan itibaren artık kişinin raporları veya herhangi bir bilgisi çalıştığı kuruma gönderilmiyor. Doğrudan Sosyal Güvenlik Kurumuna gönderilmekte. Böylece çalıştığı kurumda kimse ilgili kişinin sağlık durumuyla ilgili bilgi elde etmesi mümkün değil.
Sonuç itibariyle bu yapılan düzenleme sağlığa erişim ve bilgilerin gizliliği açısından çok yerinde olmuştur.
Geri Dön