Pozitif Yaşam Derneği » Hak İhlalleri

HIV ile Yaşayan Bireylerin Yeni Koronavirüs Salgını Sürecinde İş Hayatında ve Tedaviye Erişimde Karşılaşabilecekleri Hususlar Nelerdir?

1-İş Kanununa tabi HIV ile yaşayan bireylerin salgın sebebiyle işe gitmeme hakları var mıdır?

İlk olarak Aralık 2019’da görülen yeni tip corona salgınının 11.03.2020 tarihi itibariyle Sağlık Bakanının açıklamasıyla Türkiye’de de görüldüğü bilinmektedir. Peki salgının yayılma hızı ve yayılma kolaylığı ile meydana getirebileceği sonuçlar işçilere çalışmaktan kaçınma hakkını verir mi?

Çalışmaktan kaçınma hakkı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 13. maddesinde şöyle düzenlenmiştir: ”Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir…

Kurul veya işverenin çalışanın talebi yönünde karar vermesi hâlinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır.”

Dolayısıyla burada salgının işyerinde ortaya çıkıp çıkmadığı eğer ortaya çıkmışsa gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı hususuna göre bu sorunun cevabı değişiklik gösterecektir. Zira eğer salgın işyerinde ortaya çıkmış ve gerekli önlemler alınmamışsa maddenin devamında çalışanların ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk etme haklarının oluştuğu düzenlenmiştir.

HIV statüsündeki bireyler için de bu durum geçerli olup salgının işyerinde ortaya çıkması halinde HIV statülerini paylaşmadan riskli durumu bildirme, tedbir alınmasını isteme ve gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmama hakları mevcuttur.

2-HIV ile yaşayan bireyler aynı zamanda corona virüsü ile enfekte olursa bu sebeple  işten çıkarılabilir mi?

HIV enfeksiyonunun, işten çıkarma için bir gerekçe olamayacağı, HIV/AIDS ve Çalışma Yaşamıyla ilgili ILO Uygulama ve Davranış Kuralları’na göre çalışanlardan HIV’le ilgili kişisel bilgi vermelerini istemenin herhangi bir gerekçesi olamayacağı, ayrıca çalışanların da bu tür bilgileri iş arkadaşlarına verme gibi bir yükümlülükleri olamayacağı ile işçilerin sağlık statülerine ilişkin konularda, kişisel verilerine erişimin gizliliğe ilişkin kurallara tabi olması gerektiği bilinmektedir.

İş Kanununda düzenlenen hastalık sebebiyle fesih maddelerinin ise işçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumları için düzenlendiği; dolayısıyla yalnızca coronavirüs için değil, tüm hastalıklar bakımından, eğer bir işçi hasta ise ve hastalığın iyileşme ihtimali var ise, işveren bakımından haklı fesih sebebi değildir. Ancak, hastalığın tedavi edilemeyeceği kesinse ve işyerinde çalışması sakıncalı ise işveren bakımından geçerli fesih gündeme gelebilir. 

3-  Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünce 13.03.2020 tarih ve E.12362  sayı ile yayımlanan Genelge uyarınca;

Yurtdışında bulunan kamu görevlilerinin yurda dönüş tarihinden itibaren 14 gün evde tecrit oldukları sürenin mesai günlerine tekabül eden kısımlarında idari izinli sayılmışlardır.

Bu husus herkes için geçerli olup HIV ile yaşayan bireyler açısından bir farklılık göstermemektedir. 

4-Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünce 13.03.2020 tarih ve E.12362  sayı ile yayımlanan Genelge uyarınca;

Hamileler, yasal süt izni kullananlar, engelli olarak istihdam edilenler, yönetici pozisyonda istihdam edilenler hariç olmak üzere, 60 yaş ve üzerinde olanlar, dezavantajlı grupta bulunanlar (bağışıklık sorunu olanlar, kanser hastaları, kronik solunum yolu hastaları, obezite ve diyabet, kalp damar hastaları, organ nakli olanlar, kronik hastalar)16 Mart 2020 tarihinden itibaren 12 gün idari izinli sayılmışlardır. Ancak genelgede sağlık çalışanları bu madde hususunda ayrı tutulmuş olup tüm sağlık personellerinin yasal mazeret izinleri (Evlilik, Ölüm, Analık, Hastalık ve Refakat) hariç yıllık izinleri durdurulmuştur.

HIV’in Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2014 yılından itibaren kronik hastalıklar kategorisinde değerlendirildiği göz önüne alınarak HIV ile yaşayan kamu personellerinin de bu madde uyarınca idari izinli sayılması gerekmektedir. 

5-Corona Salgınından ötürü işe devam etmek istemeyen HIV ile yaşayan kişiler, HIV statülerinden ötürü istirahat raporu alabilirler mi? 

İstirahat raporu verme hekim veya sağlık kurulu takdirinde olan bir konu olup corona salgınından ötürü risk grubuna girdiğinizi düşünüyorsanız, bu durumu hekiminiz/sağlık kurulu ile paylaşıp rapor hususunu kendisine sorabilirsiniz.

SAĞLIK BAKANLIĞININ “EFEKTİF İŞLEMLERİN ERTELENMESİ VE DİĞER ALINACAK TEDBİRLER” BAŞLIKLI YAZISI NE ANLATIR?

  • Acil olmayan elektif cerrahi işlemlerin mümkün olduğunca daha uygun bir tarihe planlanması ne demektir?

 

Yapılacak ameliyatın hayati önemi olmaması durumunda, hekime takdir yetkisi de bırakılarak, ameliyatı ileri bir tarihe ertelemesi tavsiye edilmiştir. Planlı bir cerrahi operasyonun iptal edilmesi, hekiminizin Sağlık Bakanlığı tavsiyesine uymasından kaynaklanıyor olabilir.

 

  • Acil olmayan diş hekimliği uygulamalarının mümkün olduğunca ertelenmesi neleri kapsar? 

 

Diş hekimliğini uygulamalarının tümünü kapsar. Diş uygulamaları sırasında, uygulamanın doğası gereği hem hasta hem diş hekimi Covid-19 bulaşı hakkında yüksek risk taşır. Bu sebeple tüm vatandaşların acil olmayan diş hekimi randevularını iptal etmesi önerilmiştir. Hastalar durumun acil olduğunu düşünüp diş hekimine başvurmuş olsalar dahi, diş hekimi uygulamayı erteleyebilir. Bu durumda kişinin HIV ile yaşıyor olması ayrıca bir erteleme sebebi değildir, uygulamanın acil olmaması erteleme için yeterlidir. 

 

  • Kronik hastalık nedeniyle takip edilen hastalarIn, takibi yapan hekimlerin oluru ile takip aralıklarının olabildiğince daha uzun dönem halinde yapılması ne anlama gelir?

 

HIV ile yaşayan kişiler gibi, düzenli aralıklarla hekimine kontrole gitmesi gereken kişilerin, ziyaretlerinin ilgili hekimin bilgisi dahilinde daha uzun aralıklarla yapılması gerekliliğidir. Örneğin 3 aylık periyotlarla kontrole giden kişinin, hekiminin bilgisi dahilinde olmak üzerinde 5 aylık periyotlarla gelmesine karar verilebilir. Birey bu kararı kendi başına almamalı, mutlaka doktoruna danışmalıdır. 

 

  • Kronik hastalık ve engellilik nedeniyle raporlu ve sürekli kullanım gerektiren ilaçların, tıbbi malzeme ve hasta altı bezlerinin sağlık kuruluşlarına gidilmeden reçete yazılmasına gerek duyulmaksızın eczaneler ve medikallerden temin edilebilmesi ne anlama gelir?

 

HIV ile yaşayan kişilerin de raporlu ve sürekli kullanım gerektiren ilaçları olması sebebiyle, HIV tedavisinde kullanılan ilaçların bitmesi halinde (veya tekrar doktora gidip ilacı yazdırmak gerektiğinde) hastaneye gitmeden, sadece raporu göstererek her ay için bir kutu olmak üzere eczaneden temin edilebilecektir. Sağlık Bakanlığı’nın tavsiye yazısı üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu konu ile ilgili duyuru yayımlamıştır. Bu duyuruya göre de raporlu ilaçların son 6 ay içinde en az bir defa alınmış olması gerektiği ifade edilmiştir. Yani kişi raporu olduğu halde 6 ayda hiç ilaç almamış ise reçetesiz olarak ilaç temin edemeyecektir, hekime başvurup mutlaka reçete alması gerekir. Unutmamak gerekir ki, normalde 3 aylık reçete yazıldığı halde, bu uygulama gereği reçetesiz alınan ilaçlar 1 ay yetecek kadar verilir. Normalde olduğu gibi ilacın bitmesine 15 gün kala tekrar eczaneye başvurup 1 aylık ilaç daha alınabilmektedir. 

Geri Dön