Bültenimizdeki Konu Başlıkları:

  • Pozitif Yaşam Derneği 4. yılını kutladı..
  • Derneğimiz 3.  kez Genel Kurul Toplantısı yaptı.
  • Kaletra'nın yeni tablet formu hastalar için ne ifade ediyor?
  • TurkMSIC 1. Redbull yarışlarına "HIV Running" aracıyla katıldı.
  • Ayın yazısı: Pınar Öktem HIV'le ilgili 4 önemli makaleyi paylaştı..
  • HIVTRI Güneydoğu Avrupa turunun ardından izlenimler..
  • HIV tedavisinde kullanılan Combivir'in Lipoatrofi ile olan ilişkisi
  • HIV/AIDS'le yaşayanların çocuk sahibi olacağı bir merkez açılıyor!
  • HIV'le yaşayan sığınmacı ve mülteciler ilgili  merkezimizde toplandık..

 

 



 




 

          

POZİTİF YAŞAM DERNEĞİ 4. YILINI KUTLADI!
 

HIV ile yaşayan kişiler, yakınları, aktivistler, konuyla ilgili doktorlar ve öğretim üyeleri tarafından 2005 yılında, HIV pozitif kişiler ve yakınları için destek, savunuculuk ve farkındalık çalışmaları yürütmek amacıyla kurulan Pozitif Yaşam Derneği 7 Haziran 2009 Pazar günü 4. yılını danışanları ve gönüllüleriyle birlikte eğlenerek kutladı.

70’a yakın HIV ile yaşayan kişi; sevgilileri, eşleri, aileleri ile birlikte bir araya geldiği bu anlamlı günde dernek kurucu üyelerinden olan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Deniz Gökengin’in yaptığı açılış konuşmasının ardından kutlama pastasını alkışlarla kesti.

Türkiye’de HIV pozitif kişilere ve yakınlarına destek sağlayan ilk ve tek Sivil Toplum Kuruluşu olan Pozitif Yaşam Derneği’nin projelerinden biri olan Pozitif Yaşam Destek Merkezi, çalışmaya başladığı 2006 Temmuzdan bu güne kadar 400’e yakın HIV pozitif kişiye ulaşarak psikolojik, tıbbi, hukuksal, diyetisyen ve akran danışanlıkları ile 2800' ün üzerinde hizmet verildi.

Bu destek hizmetlerin sonucunda:
 
  • 11 HIV ile yaşayan çiftimiz HIV negatif (yani HIV taşımayan) bebek sahibi oldu.
     
  • Pek çok kişi hukuk danışmanlığı ile uğradıkları ihlallerinde sahip oldukları haklarını aramak için mahkemeye başvurarak dava sürecine girdi.
     
  • Sosyal güvencesi olmayan onlarca danışana yeşil kart sürecinde bilgilendirme ve yönlendirme yapılarak tedaviye ulaşmaları sağlandı.an
     
  • Evlilik öncesi tanı alan onlarca HIV ile yaşayanlar evlendi.
     
  • Tanı travması yaşayan danışanlarımız psikolojik danışmanlık sayesinde HIV ile yaşam becerilerini geliştirdi. Binlerce kez aldıkları beslenme danışmanlıkları ile bağışıklık sistemlerini güçlendirdi.
     
  • Yüzlerce HIV+ kişiye, kendi sürecinde HIV ile barışmış akranlarının danışmanlıkları ile düzenli ilaç kullanımının önemi ve olabilecek yan etkileri ile ilgili bilgilendirmeler yapılarak rol – model oluşturuldu.
     
  • Kapasite geliştirme eğitimleri ile HIV/AIDS alanında birer savunucu oldu.
     
  • Ancak bu sürede bazı HIV pozitif arkadaşımız da maalesef ayrımcılık, damgalanma ve dışlanma korkusu nedeniyle tedaviye erişemedi ve yaşamını kaybetti. Şuan aramızda olamayan arkadaşlarımızın bu güzel kutlamada yanımızda olmasını arzu ederdik.

4. yılını danışanları ve gönüllüleriyle birlikte kutlayan Pozitif Yaşam Derneği, yüksek motivasyonla HIV ile yaşayan kişilere yönelik çalışmalarına devam edecektir. 



 

Pozitif Yaşam Derneği 07/06/2009 Pazar günü 3. Genel Kurulunu gerçekleştirdi!
 

Pozitif Yaşam Derneği Genel Kurulu Olağanüstü toplantısı 7 Haziran 2009 Pazar günü derneğin üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi.
 
 En son iki senen önce toplanan ve yapılan seçimlerle iş başına gelen yönetim kurulu üyelerinin talebi doğrultusunda toplanan genel kurulun amacı, geçtiğimiz iki sene boyunca yürütülen faaliyetleri ve genel mali dökümü gözden geçirmek, önümüzdeki dönem için planlanan projeleri dernek üyeleriyle paylaşmak ve yeni yönetim kurulu seçimlerini yapmaktı.
 
Açılış konuşmalarıyla başlayan genel kurulda,
divan başkanının ve yazmanların seçilmesinden sonra gündeme geçildi. Dernek başkanı Nejat Ünlü’nün “Pozitif Yaşam Derneği Kimdir?” başlıklı

sunumunun ardından, Arzu Kaykı geçtiğimiz iki senelik süreç içerisinde tamamlanan ve yürütülen projeleri tüm üyelerle paylaştı . 2007 ve 2008 yılları faaliyet raporu ve mali raporlar Denetleme Kurulu tarafından Genel Kurula sunuldu ve onaylandı.

Genel Kurul, tüzük değişiklikleri önerilerini de görüşerek karara bağladı. Bu değişikliklere göre, Genel Kurulların 3 yıl yerine 2 yılda bir yapılmasına, Yönetim Kurulu üyelerinin 5’ten 7’ye çıkarılmasına, 2 dönem yönetim kurulu üyeliği yapan dernek üyelerinin üçüncü dönem için yönetim kurulu üyeliğine aday olamayacağına karar verildi. Ayrıca, Av. Habibe Kayar’ın tüzük değişikliği önerisi de görüşülerek, değişikliğin yapılması onaylandı. Buna göre, HIV’le yaşayan kişilerin karşılaştıkları ayrımcılık ve hak ihlallerine karşı açtıkları davalarda Pozitif Yaşam Derneği’nin davalara aktif katılımcı olarak dahil olması için yönetim kurulana yetki verildi.

Tüzük değişikliklerinin ardından yönetim kurulu ve denetleme kurulu seçimlerine gidildi. Yönetim Kurulunun görev ve sorumluluklarının tanımlanmasıyla yedi üye için belirlenen genel görev ve sorumluluk alanları şu şekilde ilan edildi:
1)   Muhasebe
2)   Proje + Kaynak  Geliştirme
3)   Yurtdışı ilişkiler
4)   İletişim
5)   Savunuculuk
6)   Tedavi –  Bakım
7)   Gönüllülük + Destek

Kabul edilen yeni tüzüğe göre ve belirlenen başlıklar altında adayların seçimi oylamaya sunuldu. Yeni yönetim kurulu için 7, denetleme kurulu için de 3 asıl üye seçildi.

Seçimlerden sonra yeni dönem için dilek ve görüşler dile getirilerek genel kurulun toplantısı sona erdi. Genel Kurul’dan sonra Derneğin üyeleri, danışanları, danışmanları ve gönüllüleri ile birlikte derneğin dördüncü yılı kutlandı.



 

Kaletra’nın yeni tablet formu hastalar için ne ifade ediyor?


Prof. Dr. Volkan Korten
Marmara Üniversitesi
İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

 

Yurtdışında mevcut olan ve yakın zaman önce ülkemize de gelen Kaletra’nın yeni tablet formu eritme-çekme (melt-extrusion) denilen teknikle üretilmiş olup, eski yumuşak kapsüle göre belirgin olarak suda çözünür niteliğe kavuşmuştur. Bu form kısa süre içinde piyasadaki eski ilacın yerini alacaktır. Eski ilaç daha iyi emilmesi için tok karna orta yağlı bir yemekle alınmalı idi. Yeni tablet formu da orta yağlı bir yemekle birlikte alındığında biraz daha iyi emilse de aç veya tok karna alınabilmektedir. Bu da hastaların yiyeceklerindeki yağ oranına dikkat etmeleri gereğini ortadan kaldırmaktadır (JAIDS 2007;44:401-10.). Bu form biraz daha hızlı emilmekte, ama genel kan düzeyleri belirgin değişmemektedir.

Eski ile yeni arasındaki en önemli iki fark ise eskiden 6 kapsülle sağlanan dozun 4 tablete sığdırılmış olmasıdır. Günlük doz sabah 2 akşam 2 olmak üzere iki seferde alınabildiği gibi, 4 tablet tek seferde de alınabilmektedir. Tek seferde alım ile iki dozda alımı karşılaştıran çalışmada ilacın etkinliği her grup hasta için benzer bulunmuş olup, ishal yan etkisi belirgin artmamıştır (çift % 15, tek % 17) (Gathe J. JAIDS 2009;50:474–481.). Ancak Kaletra’nın her iki veriliş şeklinin yeni bir ilaç olan darunavirle karşılaştırıldığı diğer bir çalışmada ise ishal tek doz Kaletra ile % 17, ikiye bölünmüş dozda ise % 8 olarak bulunmuştur. Kaletra’yı Truvada ile birlikte kullanan hastalar doktorlarına danışarak yeni ilacı günde 4 tablet olarak tek seferde almayı, böylece günlük doz sayısını teke indirmeyi deneyebilirler. Bu şekilde kullanımın

ishali arttırıp arttırmadığını herkes deneyerek bulmak durumundadır.

İkinci önemli fark ise yumuşak kapsül formunun buzdolabında muhafazası gerekirken, yeni tablet formunun oda ısısında saklanabilmesidir.

Bu geçiş sürecinde hastaların dikkat etmesi gereken en önemli nokta günlük hap adedinin azaldığıdır. Yeni ilaçlarını tablet olarak temin ettiklerinde toplam 4 tablet almaları, yanlışlıkla 6 tablet almamaları gereklidir. 



 

TurkMSIC İstanbul yerel kurulu olarak,
Maçka Parkında yapılan, 1. Redbull Soapbox Race’e, “Running HIV” adlı aracı ile katıldı!

Günler geceler süren yoğun çalışma sonucu Running HIV aracı oluşturuldu ve 1. Redbull Soapbox Race’e katıldı. İstanbul Tıp Fakültesi’ndeki tıp öğrencileri, öğretim üyeleri ve yarışma alanındaki halk olmak üzere yaklaşık 480 - 500 kişiye ulaşıldı. Ayrıca yarışın ertesi hafta Kanal D’den de yayınlanmasıyla, oldukça geniş bir kitleye ulaşılmıştır. Arabanın arkasındaki “Hangimiz HIV+?, Ne fark eder” mottosu 70 milyona J gösterildi.

Yarış alanında açılan standlar ile toplumun çeşitli meslek ve yaş gruplarından insanlara, HIV/AIDS hakkında bilinçlendirmeyi amaçladı. Klasik stand ve anket çalışmalarının dışına çıkarak; yarış sırasında sergilenen performans ve dağıtılan broşür - kurdelalarla, yapılan soru cevaplarla; insanları HIV+ kişilere yapılan ayrımcılık, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma yöntemleri ve uygulanan tedaviler konularında bilgilendirildi.

TurkMSIC bu konulara dikkatleri çekerek, hassasiyetleri arttırmayı hedefledi. Aynı zamanda yapılan bu projeyi kendi tıp fakültelerinde de duyurarak, tıp öğrencilerinin bahsi geçen konular hakkında ilgisini ve bilgisini arttırmayı, HIV/AIDS konusunda bildiklerini günlük yaşama da uygulamaları yönünde onları teşvik etmeyi istedi.

Yarış 18. sırada tamamlandı.



Sosyal bilimler alanında HIV/AIDS'le ilgili yayınlanmış 4 önemli makaleyi sizlerle paylaşıyoruz.

Pınar Öktem/ODTU Sosyoloji Doktora Öğrencisi/PYD üyesi

 

Uzunca bir süredir, üzerinde çalıştığım doktora tezim kapsamında HIV/AIDS’in sosyal boyutları ile ilgili yayınları takip ediyorum. Bunlar bana akademik bilgiden başka, dünyanın farklı yerlerinde farklı koşullarda HIV’le yaşayanların ve ailelerinin seslerini duyuruyor; başka ülkelerde yapılan sağlık ve savunuculuk çalışmalarından kazanılan deneyimleri ulaştırıyor. Bu yüzden bunları Pozitif Yaşam Derneği ile paylaşmanın, hem HIV’le yaşayanlar hem de bu alanda çalışan sağlık ve sivil toplum çalışanları için de fikir verici ve ilgi çekici olacağını umuyorum.

Ekteki metinlerde, 2009 yılı içinde sosyal bilimler alanındaki sağlık çalışmaları ile ilgili önemli dergilerde yayınlanmış makalelerden dört tanesinin özetleri yer alıyor. Diğerlerini de gelecek aylarda hazır oldukça bültenimize göndermeye devam etmeye çalışacağım. Makaleleri doğrudan tercüme etmek yerine, akademik dilinden mümkün olduğu kadarıyla uzaklaştırarak ve gündelik yaşamımızda ya da HIV/AIDS alanında yaptığımız çalışmalarda yararlanabileceğimiz kısımlarına öncelik vererek kısaca özetlemeye çalıştım. Zaman zaman parantez içinde ek bir bilgi ya da yorum ekledim; ancak terminoloji açısından doğru olmayan “HIV’li kişi”, “HIV Pozitif”, “AIDS hastası” gibi ifadeleri, aynen makalelerde kullanıldığı gibi bıraktım.

Makalelerden ilki (HIV Pozitif Kadınların Bakış Açısından “İlaç Almak ya da Almamak”) ilaç kullanmanın HIV’le yaşayan kadınlar için gündelik yaşamda ne ifade ettiği ve ilaç kullanmaya devam etmekte zorlanma sebepleri ile ilgili bir çalışma. Bir diğeri (HIV Durumunu Başkalarıyla Paylaşma Kararı) damar içi madde kullanan bir grup kadın ve erkeğin HIV durumlarını yakınları ile paylaşma deneyimlerini anlatıyor. HIV’le yaşayan yakınlarına bakan aile üyeleri ile ilgili üçüncü makale (HIV’le Yaşayan Yakınına Evde Bakan Aile Fertleri) HIV’le yaşayan kişiyle kurulan “bakım” ilişkisini bakım verenlerin bakış açısından anlamayı amaçlıyor. Son makale ise (Anneleri HIV ile yaşayan çocuklara uygulanmak üzere “ilişkisel damgalanma ölçeği” geliştirilmesi) HIV’le yaşayanların çocuklarının toplumda karşılaştıkları damgalamayı nasıl ölçebileceğimize dair bir yöntem öneriyor.

Bu çalışmaların 3'ü Amerika Birleşik Devletlerinde, 1'de Etiyopya’da yapılmış. Geniş kapsamlı anketlere göre az sayıda katılımcıyla gerçekleştirildikleri için elbette bu çalışmaların sonuçlarını tüm HIV’le yaşayanlar ya da tüm toplumlar için geçerli olarak algılayamayız. Ancak bu araştırmalar, mümkün olduğunca derinlemesine bilgiler alacak, araştırmaya katılanların düşüncelerini, duygularını, sözlerini bize ulaştıracak şekilde gerçekleştirildiği ve HIV’le yaşayanlara yönelik yapılan tıbbi ya da sosyal destek çalışmaları için öneriler getirdiği için, kendi yaşamımızla ve HIV alanındaki faaliyetlerimizle kesişme noktaları bulabileceğimizi düşünüyorum.

Pınar Öktem/ODTÜ Sosyoloji B. Doktora Öğrencisi
Pozitif Yaşam Derneği Üyesi

İlgili dokümanlara ulaşmak için aşağıdaki bağlantıları tıklayınız:

§         HIV Pozitif Kadınların Bakış Açısından “İlaç Almak ya da Almamak” (ABD) 

§         HIV Durumunu Başkalarıyla Paylaşma Kararı (ABD) 

§          HIV’le Yaşayan Yakınına Evde Bakan Aile Fertleri (Etiyopya) 

§          Anneleri HIV ile yaşayan çocuklara uygulanmak üzere “ilişkisel damgalanma ölçeği” geliştirilmesi (ABD)

Not: Bu metinler Pınar Öktem ya da Pozitif Yaşam Derneği’nin kişisel görüşlerini yansıtmamaktadır.



 

HIVTRI Güneydoğu Avrupa Toplantısının ardından izlenimler;



Hem
şirelerin HIV önleme ve tedavisindeki önemi

HIVTRI toplantısında 4 ayrı forumda devam eden oturumların çoğunluğunda hemen her oturumun sonunda hemşirelerin yeterli olarak değerlendirilemediği, daha fazla dahil edilmesi gerektiği sonucu ortaya çıktı. HIV ile ilgili araştırmaların yaygınlaşmasından, ayrımcılığın engellenmesine ve HIV testinin yaygınlaşmasına ve yine HIV tedavisine devamlılığın sağlanmasına kadar her aşamada hemşirelerin rol oynayabileceği tartışılırken olumlu örnekler paylaşıldı.

HIVTRI toplantısının açılış günü gerçekleşen film gösterimlerinden HIV&ME, HIV ve Ben isimli seride özellikle bir bölüm hemşirelerin rolünün önemini görsel olarakta ifade ediyordu. Doğumla virüsü almış ancak 19 yaşına kadar HIV taşıyıcısı olduğunu bilmeyen bir genç kızın tanı alması ile birlikte sağlığının iyileşmesi, HIV ile birlikte hayatının olumlu olumsuz değişmesini anlatan belgesel filmde, kan tahlili yaptırmaya giden kızla hemşire arasındaki diyalog aynen şöyleydi:

Hemşire         : Erkek arkadaşınla ilişkiniz devam ediyor mu?
Genç kız         : Evet :)
Hemşire         : Çok sevindim. Peki ya kondom?
Genç kız         : her zaman
Hemşire         : her zaman?
Genç kız         : her zaman.

HIV yayılımının önlenmesinde hemşirenin rolünü gözler önüne seren filmin ardından özellikle yürüttüğüm oturumda tedavinin önemi Romanya örneğinde olduğu gibi; özellikle hasta ile iletişim kurma vb. davranış geliştirici eğitimler alan hemşirelerin, kan alırken vb. hasta ile bağ kurarak, tedaviye devamlılık konusunda soru ve yönlendirmelerle ne kadar tesirli olduğu paylaşıldı. Devamı için



 

Combivir'in Lipoatrofi (Lipodistrofi) olan ilişkisi?

Lipoatrofi(Lipodistrofi) ya da kısaca lipo, anti-HIV tedavisi alanlarda, bir takım değişim ve birikimler şeklinde görülebilen bir durumdur. Kelime içindeki “lipo” yağı, “distrofi” ise kötü-yanlış büyümeyi ifade eder. Bu değişimler; yağ kaybı, yağ toplanması ve metabolik değişimleri içerir.

Yağ kaybı, kollarda, bacaklarda ve yüzde (çökük yanaklar) oluşur. Bunlar, yağın en yaygın olarak gösterdiği özelliklerdir.

Yağ birikimi,
midede, boynun arkasında, hem erkeklerde hem de kadınlarda olmak üzere göğüslerde ya da diğer başka bir bölgede meydana gelebilir.

Metabolik değişimler, kan yağlarının ve laktik asitin yükselmesini içerebilir.  kan yağlarının ve laktik asitin yükselmesini içerebilir. tıklayınız

Combivir Lipoatrofiye neden oluyor!

 
21 Mayıs 2009’da bilimsel PloS One dergisinde yayınlanmış olan bir araştırma sonucuna göre HIV ile yaşayanlarda büyük olasılıkla Combivir’in, lipoatrofi (vücuttaki yağ kütlesinin belirli bölgelerde azalması, büyük çoğunlukla yüz, kol, bacak ve kalçalarda) ve lipohipertrofide (vücuttaki yağ kütlesinin belirli bölgelerde artması, örneğin bel, karın ve sırt bölgesi gibi) pay sahibi olduğu ifade edildi.

 

İki çalışmada, NRTI sınıfından Zerit(stavudine)’in yüz, kollar, bacaklar ve kalçadaki lipoatrofi riskini arttırdığı görülmüştür. Bu sebeple Antiretroviral (ARV) tedavisine yeni başlayacak HIV pozitiflerde kullanılabilecek başka seçenekler mevcut ise Zerit (stavudine) artık bu kişiler için önerilmemektedir.

 

Zidovudine’in, lipoatrofi veya lipohipertrofi gelişimindeki rolü çok az bilinmektedir. Zidovudine kimyasal olarak Stavudine’e benzemesine rağmen, (NRTI grubundan 2 timidin analoğu) bir çalışma Zidovidine kullanımının vücut yağı değişiminde Stavudine’e göre daha yüksek risk taşıdığını tespit etmiştir. Yazının Devamı için tıklayınız



 

İstanbul'da HIV/AIDS'le yaşayanların çocuk sahibi olacakları merkez açılıyor!


Hürriyet Gazetesi sağlık muhabiri
Mesude ERSAN, 12 bin donörle dünyanın ilk yumurta bankasını kuran Valencia Üniversitesi'nin efsanevi dekanı İspanyol IVI Enstitüsü'nün kurucucusu Prof. Dr. Antonio Pellicer bir araya geldi.



Alanında ilkleriyle tanınan ve HIV ile yaşayan anne-babadan sağlıklı bebek, testis dokusundan elde edilen spermle gebelik gibi başarılara imza atan Prof. Dr. Antonio Pellicer ile yaptığı röportajında çok sevindirici haberleri okuyucuları ile paylaştı.
 

27 Mayıs 2009 tarihinde Hürriyet Gazetesinde “600 Euro’ya yumurta topluyorlar” başlıklı haberinde;  İstanbul'da açılma aşamasına geldikleri yeni merkezlerinde de bir laboratuvar kurduklarını ve Hepatit B, Hepatit C ve HIV/AIDS ile yaşayanların da sağlıklı çocuk sahibi olmalarını sağlayacaklarını duyurdu. 


Devamı için: http://www.hurriyet.com.tr/pazar/11565286.asp


 

11 Haziran 2009 tarihinde Pozitif Yaşam Destek Merkezimizde konunun tarafları Sivil Toplum Örgütlerinin katılımı ile HIV/AIDS’le Yaşayan Sığınmacı, Mülteci ve Sığınma başvurusunda bulunan kişilerin durumunu konuşmak üzere toplandık.


Merkezimize geçtiğimiz günlerde sığınma başvurusunda bulunup da HIV/AIDS’le yaşayan iki kişinin başvuru yapması, ve bu kişilerin tedaviye başlaması ve tedavilerinin sürdürülmesinde vaka yönetimi açısından yaşadığımız zorluklar sonucu bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirip, konuyu enine boyuna tartışmak istedik. Ayrıca yeni Sosyal Güvenlik Yasasında sığınmacı ve vatansızlara ilişkin maddelerdeki muğlâklıklar ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları üzerinden yardım yapılabileceğine ilişkin bilgiler, bu alanda çalışan diğer örgütlerin bilgi ve deneyimlerinden yararlanmak ve ortak neler yapabilirizi konuşmayı gerekli kıldı.

 

Bu sebeplerle, 11 Haziran 2009 tarihinde bu alanda çalışan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), Uluslararası Af Örgütü, İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı, Helsinki Yurttaşlar Derneği, Istanbul Interparish Migrant Program (İstanbul Cemaatler-arası Göçmenler Programı), ve Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneğinden temsilcilerin katılımıyla bir toplantı gerçekleştirdik. Toplantıda; sığınmacı başvurusunda bulunmuş kişiler, sığınmacı ve mültecilerin sağlık hizmetlerinden yararlanmasına ilişkin mevcut mevzuat ve uygulamalar, HIV’in tıbbi boyutu, tedavi testlere ilişkin bilgiler, HIV statüsünde olan sığınmacıların tedavisinin başlaması ve sürdürülmesi önündeki engeller ve olası çözüm önerilerini tartıştık.



 



 

Pozitif Yaşam Derneği’ne Bağışlarınız için Hesap Bilgilerimiz:


Garanti Bankası Cumhuriyet caddesi Şubesi/İstanbul

Şube kodu : 772  Hesap no : 629 99 21 (TL hesabı)

Hesap adı  :  Pozitif Yaşam Derneği



 


Pozitif Destek Hattı


HIV Pozitif ya da HIV Pozitif yakınıysanız eğer:

Tel    : 0 212 288 38 48
GSM  : 0 533 600 18 48
    Web :
www.pozitifyasam.org
 


Pozitif Yaşam Destek Merkezi


   Tel    :  0 212 288 38 83
    Faks :     GSM :  0 533 500 84 66

   E-posta göndermek isterseniz:

      [email protected]
     [email protected]
 

  
  
Pozitif Yaşam Derneği'
nin tanıtım filmini izlemek isterseniz  tıklayınız

   http://www.youtube.com/watch?v=BZz0ovzAZ9I

 



 

Pozitif  Yaşam Derneği’nin Kuruluş Amacı: HIV/AIDS ile yaşayan kişiler arasında bir iletişim ağı kurarak tedaviye erişimlerini kolaylaştırmak, yaşam kalitelerini  artırıcı bilgilendirme  çalışmaları yapmak, kendilerinin ve  yakınlarının fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan  güçlenmelerini sağlamak, yaşadıkları hak mahrumiyetlerinde savunuculuk görevlerini yerine getirmektir.


***
 

Bültenimiz en iyi İnternet Explorer 5+ 1024 x 768 pixel ekran çözünürlüğü ile görüntülenmektedir. PYD